Çanakkale Deniz Savaşları, Birinci Dünya Savaşı'nın (1914-1918) önemli bir cephesini oluşturan ve Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında gerçekleşen çatışmalardır. Savaşın arka planını anlamak için birkaç önemli faktörü göz önünde bulundurmak gerekmektedir:
Stratejik Konum: Çanakkale Boğazı, İstanbul'u Ege Denizi'ne bağlayan stratejik bir su yoludur. Boğazlar, Rusya'nın sıcak denizlere çıkışını engellemek için kritik öneme sahiptir. İtilaf Devletleri, Boğazlar üzerinde kontrol sağlayarak Rusya'ya yardım etmeyi amaçlamıştır.
Rusya'ya Yardım Girişimleri: Rusya, savaşın başlarında büyük kayıplar vermiş ve yardıma ihtiyaç duymuştur. İngiltere ve Fransa, Rusya'ya yardım etmek ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesini önlemek için Çanakkale Boğazı'nı geçmeyi planlamıştır.
Osmanlı'nın Durumu: Osmanlı İmparatorluğu, savaşın başlarında Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları ile İttifak Devletleri arasında yer almıştır. Ancak, İmparatorluk ekonomik ve askeri olarak zayıftı. Bu nedenle, İtilaf Devletleri için Çanakkale Boğazı'nı geçmek stratejik bir önem arz etmiştir.
İtilaf Devletlerinin Planları: İngiltere ve Fransa, Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'a ilerlemeyi ve Osmanlı İmparatorluğu'nu devirmeyi planlamıştır. Bu doğrultuda büyük bir deniz ve kara harekatı planlanmıştır.
Osmanlı'nın Savunma Stratejisi: Osmanlı, Çanakkale Boğazı'nın savunmasını güçlendirmiş ve mayın tarlaları döşemiştir. Ayrıca, Gelibolu Yarımadası'nda kara savunma hatları oluşturarak İtilaf kuvvetlerinin karadan çıkarmasını engellemeyi amaçlamıştır.
Çanakkale Boğazı'nın geçilerek İstanbul'un baskı altına alınması fikri, Birleşik Krallık Parlamentosu'nda ilk kez 25 Kasım 1914'teki Birleşik Krallık Başbakanlık Toplantı Salonu'nda Churchill tarafından ortaya atıldığı kabul edilir. Mısır'ın savunulmasıyla ilgili ek önlemlerin tartışıldığı bir toplantıda, Deniz Bakanı (Donanma Birinci Lordu) Churchill, Mısır ve Süveyş Kanalı'nın yerinde savunulmasının yeterli olmayacağını savunarak konuşmasına başlamıştır. Bölgedeki kuvvetlerin çoğunluğunun, Avrupa'dan takviye kuvvetlerle desteklenerek Osmanlı İmparatorluğu'nun en zayıf noktasından, yani İstanbul'dan saldırılmasının daha uygun olacağını belirtmiştir. Churchill'in bu hareketten beklediği amaçlar arasında Rusya'ya yardım, tarafsız ülkelerin ve İtalya'nın savaşa girişini etkilemek, Balkanlar üzerinden bir kuşatma ile çözüm bulmak gibi stratejik hedefler bulunmaktadır. Ancak o günkü toplantıda bu konu üzerinde detaylı bir tartışma yapılmamıştır. Sonraki toplantılarda, Savaş Bakanı Lord Kitchener, Fransa Cephesi'nin durumu nedeniyle Çanakkale'ye asker gönderemeyeceklerini belirtmiştir. Fransız ordusu da Batı Cephesi'nden asker gönderilmesine karşı çıkmıştır.
Asker gönderilmesine karşı çıkılmasından dolayı, Churchill Çanakkale Boğazı'nı kendi deniz kuvvetleriyle geçme stratejilerini aramıştır. 3 Ocak 1915'te, Akdeniz'deki Amiral Sackville Carden'e, "Boğazları sadece deniz kuvvetleriyle zorlama" konusunda fikirlerini sormuş ve mayın hatlarını kömür gemileriyle temizleme fikrini değerlendirmiştir. Ancak Amiral Carden, bunun için büyük bir kuvvet gerekeceğini belirterek bu planın uygulanabilir olmadığını ifade etmiştir. Bunun üzerine Churchill, Carden'e "Tasarladığınız harekatın niteliği, istediğiniz kuvvetin miktarı ve bunu nasıl kullanmayı düşündüğünüzü lütfen bildiriniz" şeklinde bir mesaj göndermiştir. Amiral'in 11 Ocak'taki yanıtıyla bir görev kuvveti planlaması başlamıştır. İki gün sonraki, 13 Ocak'taki Yüksek Savunma Konseyi toplantısında, Çanakkale Boğazı'nın sadece donanmayla zorlanması konusunda Deniz Bakanlığı'na ön yetki verilmiştir. Harekât için kesin karar ise Konsey'in 28 Ocak 1915 tarihli toplantısında alınmıştır.
Carden'in Akdeniz filosu, güçlü savaş gemileriyle donatıldı ve böylece Çanakkale Boğazı'nı zorlamak için Birleşik Filo oluşturuldu. Amiral Carden'in 11 Ocak tarihli raporunda, 12 muharebe gemisi, 6'sı ağır olan 6 kruvazör, 16 muhrip, 12 mayın tarayıcı, 6 denizaltı ve çeşitli sınır gemilerinin gerekeceği belirtilmiştir. İstediği gemilere ek olarak, yeni hizmete giren Queen Elizabeth ve Irresistible zırhlıları da emrine verilecektir.
Fransız Hükûmeti, Amiral Guépratte komutasında dört zırhlı ve dört denizaltı olmak üzere 26 parçalık bir filo tahsis edileceğini bildirmiştir. Churchill de Birleşik Krallık gemilerini Amiral Carden'in komutası altına almak üzere bölgeye göndermiştir. Bu filo, orta ve ağır çapta toplam 247 namluya sahiptir.
Asker sıkıntısı nedeniyle başlangıçta harekât sadece deniz kuvvetlerine dayanırken, Şubat başında, kraliyet denizcilerine destek olmak amacıyla 29. Britanya Tümeni, Mısır'da eğitim görmekte olan Avustralya ve Yeni Zelanda birliklerine katıldı. O dönemde, bu kara birliklerinin Çanakkale'de değil, İstanbul'un işgalinde kullanılması öngörülmekteydi.