Rusya-Ukrayna Savaşı: Nedenleri, Süreci ve Küresel Etkileri

Rusya-Ukrayna savaşı, modern tarihinin en ciddi çatışmalarından biridir. 2014 yılında Rusya'nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Ukrayna'nın NATO’ya yakınlaşması gerilimi tırmandırmış, 2022 yılında Rusya'nın Ukrayna’yı geniş çapta işgale başlamasıyla savaş tam anlamıyla alevlenmiştir. Bu süreçte, milyonlarca insan yerinden olmuş, binlerce kişi hayatını kaybetmiş ve küresel enerji, gıda ve güvenlik politikaları sarsılmıştır. Batı’nın Ukrayna’ya desteği ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, savaşın uluslararası bir boyuta taşınmasına yol açmıştır.

1

Rusya - Urayna Savaşı'nın Tarihsel Arka Planı

Rusya-Ukrayna Savaşı, tarihi, siyasi ve kültürel birçok faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. 1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Ukrayna bağımsızlığını ilan etti, ancak Rusya bu bölgeyi kendi nüfuz alanında görmeye devam etti. NATO’nun genişlemesi ve Ukrayna’nın Batı’ya yakınlaşma çabaları, Rusya tarafından tehdit olarak algılandı. 2014’teki Euromaidan protestoları ve Viktor Yanukoviç’in görevden alınmasıyla başlayan kriz, Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi ve Ukrayna’nın doğusunda ayrılıkçı hareketlerin ortaya çıkmasıyla daha da derinleşti. Şubat 2022’de Rusya, Ukrayna’ya geniş çaplı bir işgal başlattı ve bu durum, çatışmayı uluslararası bir krize dönüştürdü. Tarihsel bağlam, jeopolitik rekabet ve kimlik çatışmaları, savaşın temel nedenleri arasında yer alıyor.
2

Savaşa Giden Yol

1991 – Sovyetler Birliği'nin Dağılması: Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle Ukrayna bağımsızlığını ilan etti. Ancak Rusya, Ukrayna’yı tarihsel, kültürel ve stratejik olarak kendi nüfuz alanında görmeye devam etti. Özellikle Kırım ve Donbas gibi bölgeler tartışmalı alanlar olarak dikkat çekti.

1994 – Budapeşte Memorandumu: Ukrayna, nükleer silahlardan vazgeçerken, Rusya, ABD ve İngiltere tarafından toprak bütünlüğü garantisi aldı. Ancak ilerleyen yıllarda bu garanti ihlal edilecekti.

2004 – Turuncu Devrim: Ukrayna’da yapılan seçimlerde Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç’in kazandığı iddia edilen zafer, geniş çaplı protestolara neden oldu. Batı yanlısı Viktor Yuşçenko’nun seçimleri yeniden kazanması, Rusya ile gerilimi artırdı.

2010 – Yanukoviç’in Başkan Olması: Yanukoviç’in tekrar başkan seçilmesiyle Ukrayna, Rusya’ya yakın bir dış politika izlemeye başladı. Ancak halkın büyük bir kısmı Batı ile entegrasyonu destekliyordu.

2013-2014 – Euromaidan Protestoları: Yanukoviç, Avrupa Birliği ile ortaklık anlaşmasını askıya alıp Rusya ile yakınlaşınca, kitlesel protestolar patlak verdi. Protestolar sonucu Yanukoviç görevden alındı ve Moskova tarafından Batı destekli bir darbe olarak nitelendirildi.

2014 – Kırım’ın İlhakı: Rusya, Ukrayna’daki siyasi kaosu fırsat bilerek Kırım’ı ilhak etti. Kırım’da yapılan referandum uluslararası toplum tarafından tanınmasa da, Rusya burayı kendi topraklarına dahil etti.

2014 – Donbas Krizi: Donetsk ve Luhansk bölgelerinde Rusya yanlısı ayrılıkçılar silahlı isyan başlattı. Çatışmalar hızla büyüdü ve Rusya ayrılıkçılara askeri destek verdi.

2015 – Minsk Anlaşmaları: Donbas’taki çatışmaları durdurmak için Minsk Anlaşmaları imzalandı, ancak her iki taraf da bu anlaşmaları ihlal etti. Bölge, düşük yoğunluklu bir çatışma alanı olarak kaldı.

2019 – Zelenski’nin Başkan Seçilmesi: Batı yanlısı Volodimir Zelenski’nin Ukrayna Cumhurbaşkanı olması, ülkenin NATO ve AB ile entegrasyon çabalarını hızlandırdı.

2021 – Rusya’nın Tatbikatları ve Gerilim Artışı: Rusya, Ukrayna sınırında geniş çaplı askeri tatbikatlar düzenlemeye başladı. NATO’nun doğuya genişlemesi ve Ukrayna’nın ittifaka katılma ihtimali, Moskova tarafından tehdit olarak algılandı.

2022 – Rusya’nın Donetsk ve Luhansk’ı Tanıması ve İşgal Başlangıcı: Rusya, 21 Şubat 2022’de Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerini tanıdı ve “barış gücü” adı altında bu bölgelere asker gönderdi. 24 Şubat 2022’de ise geniş çaplı bir askeri işgal başlatarak Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saldırdı.

3

Kırım’ın ilhakı ve Donbas’taki çatışmaların etkileri

Kırım’ın 2014 yılında Rusya tarafından ilhakı ve Donbas’taki çatışmalar, Ukrayna ile Rusya arasındaki krizin derinleşmesine ve bölgenin istikrarsızlaşmasına yol açtı. Bu olaylar, hem bölgesel hem de küresel ölçekte siyasi, ekonomik ve insani etkiler yarattı. İşte bu iki gelişmenin sonuçları:

Kırım’ın İlhakı (2014):
Rusya, Ukrayna’da Euromaidan protestoları sonrası oluşan siyasi kaosu fırsat bilerek Kırım Yarımadası’nı askeri müdahaleyle kontrol altına aldı. Mart 2014’te düzenlenen ve uluslararası toplum tarafından tanınmayan referandum sonucunda, Kırım’ın Rusya’ya katıldığı ilan edildi.

  • Ukrayna Açısından: Kırım’ın kaybı, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne doğrudan bir saldırıydı. Stratejik olarak önemli olan bu bölge, Ukrayna'nın Karadeniz'deki erişimini sınırladı ve ekonomik kayıplara neden oldu.
  • Rusya Açısından: Kırım, Rusya için tarihsel, stratejik ve askeri açıdan büyük öneme sahipti. Karadeniz Filosu’nun üssü olan Sivastopol, Rusya'nın Akdeniz ve ötesindeki deniz gücünü koruması için hayatiydi. Ancak bu adım, Rusya’nın uluslararası arenada izole edilmesine yol açtı.
  • Uluslararası Tepki: ABD ve Avrupa Birliği, Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uyguladı. Yaptırımlar, Rus ekonomisini ciddi şekilde etkilerken, Batı-Rusya ilişkileri de gerildi.

Donbas’taki Çatışmalar (2014-günümüz):
Kırım’ın ilhakından kısa bir süre sonra, Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerinde Rusya yanlısı ayrılıkçılar, Ukrayna hükümetine karşı silahlı isyan başlattı. Rusya, bu ayrılıkçı gruplara askeri ve lojistik destek sağladı.

  • İnsani Etkiler: Çatışmalar nedeniyle 15 binden fazla kişi hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden oldu. Donbas’taki savaş, hem Ukrayna’nın iç istikrarını hem de bölgedeki yaşam koşullarını ciddi şekilde bozdu.
  • Ekonomik Etkiler: Ukrayna, sanayi merkezi olan Donbas bölgesindeki kontrolünü kaybettiği için ciddi ekonomik kayıplar yaşadı. Aynı zamanda, Rusya da Batı’nın uyguladığı yaptırımlar nedeniyle ekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldı.
  • Siyasi ve Sosyal Etkiler: Ukrayna, bu dönemde Batı ile ilişkilerini güçlendirdi ve NATO ile daha fazla iş birliği yaptı. Ancak bu, Rusya’yla olan gerilimi daha da artırdı. Donbas’taki çatışmalar, Ukrayna’daki Rusya yanlısı ve Batı yanlısı gruplar arasındaki kutuplaşmayı derinleştirdi.

Küresel Sonuçlar:
Kırım’ın ilhakı ve Donbas’taki çatışmalar, uluslararası hukukun ihlali olarak değerlendirildi ve Batı ile Rusya arasında yeni bir Soğuk Savaş döneminin başlamasına neden oldu. Rusya’nın bu hamleleri, NATO’nun doğu sınırındaki askeri varlığını artırmasına ve bölgedeki güvenlik kaygılarının büyümesine yol açtı. Ayrıca enerji piyasaları üzerindeki etkiler, Avrupa’nın Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltma çabalarını hızlandırdı.

Bu olaylar, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğü üzerindeki tehdidin yanı sıra, bölgesel ve uluslararası istikrarı uzun vadede etkileyen önemli bir dönüm noktası oldu.

4

Ukrayna’nın NATO ve AB ile ilişkileri savaşın neresinde?

Ukrayna’nın NATO ve Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkileri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın merkezinde yer alıyor. Ukrayna’nın Batı ile yakınlaşma çabaları, Rusya tarafından bir tehdit olarak algılandı ve savaşın en önemli nedenlerinden biri haline geldi. İşte bu ilişkilerin savaş üzerindeki rolü:

NATO ile İlişkiler:
Ukrayna, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra NATO ile iş birliğini artırdı, ancak tam üye olmadı. NATO’nun Doğu Avrupa’da genişlemesi, Rusya’nın güvenlik endişelerini tetikledi.

  • 2008 Bükreş Zirvesi: Ukrayna, NATO üyeliği için bir yol haritası talep etti. Zirvede, Ukrayna ve Gürcistan’ın gelecekte NATO üyesi olabileceği belirtildi, ancak net bir tarih verilmedi. Bu, Moskova’nın tepkisini çekti ve Ukrayna’nın NATO’ya katılma ihtimali, Rusya tarafından "kırmızı çizgi" olarak ilan edildi.
  • Rusya’nın Tepkisi: Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının, sınırlarının doğrudan NATO üyesi ülkelerle çevrilmesi anlamına geleceğini ve ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturacağını savundu.

AB ile İlişkiler:
Ukrayna, 2010’lardan itibaren AB ile entegrasyon hedeflerini netleştirdi.

  • 2013 Ortaklık Anlaşması: Ukrayna, AB ile bir ortaklık anlaşması imzalamaya hazırlanıyordu. Ancak dönemin Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç, anlaşmayı askıya aldı ve bunun yerine Rusya ile ekonomik iş birliğini tercih etti. Bu durum, Euromaidan protestolarını tetikledi.
  • 2014 Krizi ve AB Desteği: Yanukoviç’in devrilmesinin ardından, AB Ukrayna’ya güçlü bir destek verdi. 2014’te Kırım’ın ilhakı ve Donbas’taki çatışmalar sonrası AB, Ukrayna’ya ekonomik yardım sağladı ve reformlar için teşvikler sundu.

Savaşın İçindeki Rolü:
Ukrayna’nın NATO ve AB ile ilişkileri, Rusya’nın savaş gerekçesi olarak kullandığı ana unsurlardan biri oldu.

  • 2021-2022 Gerginliği: Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik arayışlarını durdurmak için diplomatik girişimlerde bulundu ancak Ukrayna ve Batılı müttefikleri bu talebi reddetti.
  • Rusya’nın Gerekçesi: Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının kendi güvenliği için kabul edilemez olduğunu savundu. Ayrıca NATO’nun doğuya genişlemesini "Rusya’yı çevreleme stratejisi" olarak nitelendirdi.
  • Batı’nın Rolü: NATO ve AB, Ukrayna’ya askeri ve ekonomik destek sağladı. Ancak NATO doğrudan bir askeri müdahalede bulunmadı. Bu destek, Ukrayna’nın savunma kapasitesini artırdı ve Rusya’nın ilerlemesini zorlaştırdı.

Güncel Durum:
Savaşın başlamasıyla Ukrayna’nın NATO üyeliği ihtimali belirsiz hale geldi. Ancak Ukrayna, AB üyeliği için adaylık statüsü kazandı ve Batı ile entegrasyonunu hızlandırdı. Rusya, bu yakınlaşmayı kendi çıkarlarına tehdit olarak görmeye devam ediyor. Ukrayna’nın NATO ve AB ile olan ilişkileri, savaşın hem nedeni hem de Batı ile Rusya arasındaki stratejik mücadelenin bir yansımasıdır.

5

Rusya-Ukrayna savaşının enerji piyasalarına etkileri

Rusya-Ukrayna savaşı, enerji piyasalarını küresel ölçekte derinden etkileyen bir kriz yarattı. Rusya’nın enerji ihracatındaki merkezi rolü, Avrupa'nın doğal gaz ve petrol bağımlılığı, savaşın enerji piyasalarında arz ve fiyat dalgalanmalarına yol açmasına neden oldu. İşte bu etkilerin ana başlıkları:

Doğal Gaz ve Avrupa’nın Enerji Güvenliği:

Rusya, savaş öncesinde Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının yaklaşık %40’ını karşılıyordu. Ukrayna üzerinden geçen boru hatları, bu tedarik zincirinde kritik bir rol oynuyordu. Savaşın başlamasıyla Avrupa, Rus gazına bağımlılığı azaltmak için alternatif enerji kaynaklarına yöneldi. ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı hızlandı. Rusya, Avrupa ülkelerine doğal gaz akışını sınırlandırarak enerji fiyatlarını yükseltti. Özellikle Nord Stream 1 ve 2 boru hatları üzerindeki gerilim, enerji krizini derinleştirdi.

Petrol Piyasalarına Etkisi:

Rusya, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olduğu için savaş, küresel petrol fiyatlarını doğrudan etkiledi. Brent petrolün fiyatı savaşın ilk aylarında 100 doların üzerine çıktı. Batılı ülkelerin Rus petrolüne uyguladığı ambargolar ve tavan fiyat uygulamaları, Rusya’nın ihracatını yeniden yönlendirmesine neden oldu. Özellikle Çin, Hindistan ve Türkiye, Rusya’dan düşük fiyatla petrol almaya başladı.

Kömür ve Nükleer Enerji:

Avrupa, Rusya’dan kömür ithalatını da sınırlandırdı. Bu durum, bazı ülkelerde kömür kullanımı artırarak çevresel hedeflerin ertelenmesine yol açtı. Rusya’nın uranyum ihracatı ve nükleer enerji ekipmanlarındaki rolü, nükleer enerji sektöründe de belirsizliklere neden oldu.

Enerji Fiyatlarındaki Dalgalanmalar:

Avrupa’da doğal gaz ve elektrik fiyatları savaşın ilk dönemlerinde rekor seviyelere ulaştı. Bu durum, hem tüketiciler hem de sanayi için maliyetleri artırdı. Yüksek enerji fiyatları, Avrupa’da enflasyonu körükledi ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkiledi.

Yenilenebilir Enerji ve Alternatif Arayışları:

Savaş, Avrupa’nın enerji güvenliği stratejilerini yeniden şekillendirdi. Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerji yatırımları hız kazandı. Güneş ve rüzgar enerjisi projelerine daha fazla kaynak aktarılırken, enerji depolama ve hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi öncelik haline geldi.

Küresel Sonuçlar:

Yükselen enerji fiyatları, gelişmekte olan ülkeler için maliyetlerin artmasına neden oldu ve enerjiye erişimi zorlaştırdı. Rusya’nın enerji gelirlerindeki düşüş, savaşın finansmanını zorlasa da ülke, Asya pazarlarına yönelerek bu açığı kapatmaya çalıştı.

Rusya-Ukrayna savaşı, enerji piyasalarında arz-talep dengesini bozarak küresel enerji sistemini sarsmış, aynı zamanda enerji güvenliği ve çeşitlendirme çabalarını hızlandırmıştır. Avrupa, savaşın etkisiyle Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltırken, yenilenebilir enerjiye geçişi stratejik bir öncelik haline getirmiştir.

6

Savaşın gıda krizine etkisi: Buğday arzındaki sorunlar

Rusya-Ukrayna savaşı, küresel gıda krizini tetikleyen en önemli faktörlerden biri oldu. Rusya ve Ukrayna, dünya buğday üretiminin ve ihracatının büyük bir kısmını karşılayan iki ana aktördür. Savaşın başlamasıyla birlikte buğday arzındaki sorunlar, özellikle düşük gelirli ülkelerde gıda fiyatlarının artmasına ve erişim sıkıntılarına neden oldu.

Buğday Üretiminde Rusya ve Ukrayna’nın Rolü:

Rusya, dünyanın en büyük buğday ihracatçısıdır. Ukrayna ise en büyük beş ihracatçı arasında yer alır ve özellikle Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine buğday sağlar. 2021 verilerine göre, küresel buğday ihracatının yaklaşık %30’u bu iki ülkeden gelmektedir. Ayrıca Ukrayna, mısır ve ayçiçek yağı gibi tarımsal ürünlerde de önemli bir tedarikçidir.

Savaşın Buğday Arzına Etkisi:

  • Tarım Alanlarının Kullanılamaz Hale Gelmesi: Ukrayna’da savaş nedeniyle tarım faaliyetleri büyük ölçüde aksadı. Ekim alanları, çatışmalar ve mayın tehlikesi yüzünden kullanılamaz hale geldi. Ayrıca çiftçiler, güvenlik endişeleri ve lojistik sorunlar nedeniyle üretimi sürdüremedi.
  • Lojistik Sorunları: Ukrayna, buğday ihracatının büyük kısmını Karadeniz limanları üzerinden gerçekleştiriyor. Ancak savaşın başlamasıyla limanlar kapandı, sevkiyatlar durdu ve tahıl stokları ülkede sıkışıp kaldı.
  • Yaptırımlar ve İhracat Kısıtlamaları: Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımlar, buğday ve diğer tarım ürünlerinin küresel piyasalara ulaşmasını zorlaştırdı. Bazı ülkeler, artan gıda fiyatları nedeniyle kendi ihracatlarını da kısıtladı ve bu durum arzı daha da daralttı.

Gıda Fiyatlarındaki Artış:

Savaş, 2022’nin ilk aylarında buğday fiyatlarında %40’a varan bir artışa neden oldu. Özellikle ithalata bağımlı ülkeler, gıda fiyatlarındaki bu artıştan büyük ölçüde etkilendi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), savaşın başlamasından sonra gıda fiyat endeksinin tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaştığını bildirdi.

Düşük Gelirli Ülkeler Üzerindeki Etkiler:

Ukrayna ve Rusya’dan buğday ithal eden Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, krizden en çok etkilenen bölgeler oldu. Bu ülkelerdeki buğday tedarikindeki kesintiler, ekmek ve temel gıda fiyatlarını artırarak sosyal huzursuzluk riskini yükseltti. Afrika Boynuzu gibi bölgelerde, savaşın etkisiyle derinleşen gıda kıtlığı insani krizleri tetikledi.

Tahıl Koridoru Anlaşması:

Temmuz 2022’de Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin arabuluculuğunda Rusya ve Ukrayna arasında bir anlaşma sağlanarak “Tahıl Koridoru” oluşturuldu. Bu sayede Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı yeniden başladı. Ancak anlaşma zaman zaman ihlal edildiği veya askıya alındığı için buğday piyasalarında tam bir istikrar sağlanamadı.

Uzun Vadeli Etkiler:

Savaşın devam etmesi, tarım alanlarının uzun vadeli zarar görmesine neden olabilir. Ayrıca gübre fiyatlarının yükselmesi ve enerji maliyetlerindeki artış, küresel tarım üretimini olumsuz etkileyebilir. Buğday krizinin sürdüğü bir ortamda, gıda güvenliği küresel ölçekte en önemli meselelerden biri olmaya devam etmektedir. Rusya-Ukrayna savaşı, buğday arzındaki kesintilerle dünyada bir gıda krizini tetikleyerek, özellikle gıda ithalatına bağımlı olan ülkelerde ciddi sorunlara yol açmıştır. Bu kriz, uluslararası iş birliği ve tarımda alternatif kaynakların önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
WhatsApp ile Gönder

İlgili Yazılar

Vladimir Putin

Vladimir Putin: İstihbarattan Devlet Başkanlığına

Vladimir Putin, Rusya'nın 21. yüzyıldaki en güçlü liderlerinden biri olarak, ülkesinin iç ve dış politikasını şekillendiren bir figürdür. Onun liderliği, küresel siyasette büyük bir etki yaratmıştır.

Önerilen Yazılar

Osmanlı Padişahları Kronolojik Sıralama

Osmanlı Padişahları Kronolojik Sıralama: 36 Padişahın Dönemleri

Osmanlı İmparatorluğu'nun 36 padişahını kronolojik sırayla tanıyın. Bu kronolojik liste, Osmanlı Devleti’nin gelişimini ve padişahların rolünü anlamak için kapsamlı bir rehber sunar. Her padişahın dönemi, Osmanlı Devleti’nin yükselişi, genişlemesi ve düşüşüne dair önemli bilgiler içeriyor.
piramitler

Piramitlerin Gizemi: Antik Dünyanın Mühendislik Harikaları

Piramitler, insanlık tarihinin en etkileyici yapıları arasında yer alır. İnşa teknikleri, işlevleri ve içerdikleri sırlarla, tarihçilerin ve arkeologların ilgisini çeker.
fatih sultan mehmet

Fatih Sultan Mehmet: Çağ Değiştiren Deha

Fatih Sultan Mehmet, genç yaşta İstanbul’u fethederek Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük hükümdarlarından biri oldu. Onun stratejik dehası ve yönetim anlayışını keşfedin, yaşamı hakkında bilgi sahibi olun.
1.dünya savaşı

1. Dünya Savaşı: Nedenleri, Cepheleri ve Sonuçları

1. Dünya Savaşı, 1914-1918 yılları arasında gerçekleşmiş, dünya tarihini kökten değiştiren bir çatışmadır. Bu yazıda, savaşın nedenlerini, önemli cephelerini ve sonuçlarını ele alıyoruz
18 mart çanakkale deniz zaferi, şehitleri anma günü

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü, Türkiye'de her yıl 18 Mart'ta kutlanan önemli bir ulusal bayram ve anma günüdür. Bu gün, Çanakkale Savaşı'nın en önemli dönemeçlerinden biri olan 18 Mart 1915 tarihindeki büyük bir zaferi ve savaşta hayatını kaybedenleri anmak amacıyla düzenlenir.
tarihin en ünlü mafya babaları

Mafya Dünyasının Efendileri: Tarihin En Ünlü Mafya Babaları

Mafya dünyasının gizemli koridorlarında, güçleriyle korku salan efsanevi mafya babaları var. Onların yaşamları, Hollywood filmlerini aratmayacak türden entrikalarla dolu. Cesur adımları, karizmatik duruşları ve dünya tarihine kazınmış isimleriyle, mafya tarihindeki bu figürlerin gerçek hikayelerini keşfedin
Titanik: Tarihin En Büyük Deniz Felaketlerinden Birinin Hikayesi

Titanik: Tarihin En Büyük Deniz Felaketlerinden Birinin Hikayesi

Titanik, 1912 yılında batan ve 1,517 kişinin hayatını kaybettiği tarihin en ünlü deniz felaketlerinden biridir. Bu lüks yolcu gemisi, Southampton'dan New York'a yol alırken bir buzdağına çarparak battı. Facia sonucunda yaşanan kayıplar, denizcilik güvenlik standartlarının gözden geçirilmesine ve daha sıkı önlemlerin alınmasına yol açtı. Titanic'in hikayesi, sinema ve edebiyatta da geniş yankı uyandırdı.
en çok ölüme sebep olan depremler

Dünyanın En Çok Ölüme Sebep Olan Depremleri

Depremler, yerkabuğundaki ve en üst mantodaki hareketlerden kaynaklanır. Bunlar, hassas aletler dışında tespit edilemeyecek kadar zayıf olaylardan, insanlık tarihindeki en büyük felaketlerden bazılarına neden olan, dakikalarca süren ani ve şiddetli olaylara kadar uzanır.
en çok ölüme neden olan savaşlar

En Çok Ölüme Sebep Olan 10 Savaş

Yeryüzünde insanlığın savaşmadığı toplam sürenin sadece iki yüzyıl olduğu söylenir. Çıkarlarımız çatıştığı için, hep daha fazlasını istediğimiz için, perde arkasındaki aktörler hep daha fazlasını kazanmak istediği için hep savaştık. Hayatının baharında milyonlarca genç erkek, kimi zaman kralları için, kimi zaman enerji kaynakları için, kimi zaman topak ağaları için öldü, öldürdü. Taşla, sopayla başlayan savaşlarımız, tankla, füzeyle, atom bombasıyla devam ediyor. Ölmeye ve öldürmeye devam ediyoruz. Yeryüzündeki en zeki varlıklar olduğumuzu iddia etmemize, dünya dışındaki gezegenlerde kolonileşmeyi bile hayal edebilecek kadar vizyon sahip olmamıza rağmen sorunlarımızı çözmek için hala ölmek ve öldürmekten başka yol bulamadık. Sivrisineklerden sonra en çok insan öldüren canlının en büyük trajedilerini okumak için aşağıya doğru devam edebilirsiniz.
1918 İspanyol Gribi, dünyanın en kötü pandemileri

Tarihteki En Kötü 10 Pandemi

Pandemi, çok büyük insan toplulukları arasında yayılmış, bir veya birden çok kıtada etkisini göstermiş ve hatta tüm dünyadaki toplumlar arasında yayılmış salgın hastalıklardır. Pandemilerin kaynağı genellikle virüslerdir ve çoğunlukla hayvanlardan insanlara bulaş yoluyla ortaya çıkmışlardır. Tarihin bir çok safhaında insanlık pandemik hastalıklarla mücadele etmiş ve bu hastalıkların korkunç sonuçlarıyla yüzleşirken kitlesel can kayıpları yaşamıştır. Sıralama; takibi kolaylaştırmak adına ölüm sayılarına göre değil, kronolojiye göre yapılmıştır.