Burçların tarihçesi, antik çağlara kadar uzanır. İnsanlar, gökyüzündeki yıldızların ve gezegenlerin hareketlerini gözlemleyerek, bu hareketlerin insanlar üzerindeki etkilerini anlamaya çalışmışlardır. Babilliler, Sümerler ve Mezopotamya uygarlıkları gibi eski kültürler, gökyüzündeki bu hareketleri takip ederek astrolojik sistemleri oluşturmuşlardır.
Batı astrolojisi ise esas olarak antik Yunan ve Roma dönemlerinde gelişmiştir. Yunanlılar, gökyüzündeki yıldızları ve gezegenleri gözlemleyerek, insan yaşamı üzerindeki etkilerini anlamaya çalışmışlardır. Batı astrolojisi, Ptolemaios'un eserleri gibi önemli eserlerle gelişmiş ve Ortaçağ boyunca Avrupa'da önemli bir yer edinmiştir.
Bugün, astroloji hala birçok insanın ilgisini çeken bir konudur ve birçok kişi günlük yaşamlarında burçların özelliklerine göre davranır veya astrolojik tahminlere başvurur. Ancak, astrolojinin bilimsel bir temeli olmadığı ve modern bilim tarafından desteklenmediği unutulmamalıdır. Astroloji, daha çok kişisel inançlar ve kültürel pratikler üzerine kurulmuş bir sistemdir.
Koç burcunun başlangıcı olan 21 Mart, kuzey yarımkürede ilkbaharın başlangıcıdır. İlkbahar, doğanın uyanışı ve yeniden doğuşu olarak kabul edilir. Bu nedenle, astrolojide yılın başlangıcı için mevsimsel olarak önemli bir dönemdir. Batı astrolojisinde, zodyak sistemi Güneş'in yıllık dönüşüne dayanır. Koç burcu, Güneş'in ilkbaharda burç değiştirdiği ilk burçtur. Bu nedenle, zodyak sisteminde Koç burcu başlangıç burcu olarak kabul edilir ve diğer burçlar Koç burcundan sonra sıralanır.